Geçtiğimiz hafta RTE'nin rektörlerle olan toplantısını biliyorsunuz. Orada verilen ileri demokrasi dersini de biliyorsunuz. Ama bilmediğinizi düşündüğüm birşey var. 19 yaşındaki hamile bir öğrencinin "hamileyim, vurmayın" dediği halde polis tekmesi ve jopuyla ölen bebeği... Yine bir öğrencinin karakola götürülüp, hastanelik edildiği...
Bu fotograflari burada yayinlamayacagim. İsterseniz güncel haber sitelerine bakabilirsiniz. Amacım provoke etmek değil. Bende bir öğrenciyim. Aynı protestoda haberim olsaydı hiç düşünmeden bende olurdum. Amacım sadece uyandırmak!!! Sesimin yettiğince, uzanabildiğim yere kadar sesimi duyurmak.
Haberi biraz araştırdığımda yandaş medyada 19 yaşındaki o kız için neler söylenmemiş ki. "19 yaşında kimden beydahlamış o çocuğu, hamile hamile protestoya mı gidilirmiş, ohh iyi olmuşmuş" daha neler neler... Herkes bazıları gibi susup oturmuyor diye, hakkını savunan insanlara söylenenlere bak. Helal olsun o arkadaşımıza. Ben gerçekten çok gururlandım o halde bile inandığının peşinden gitmesine...
Unutulmamalıdır ki, hamilelik bir hastalık değildir, toplumsal varlığınızı rölantiye almanız gereken bir durum hiç değildir. Haklarınızı aramak için uygun zaman ve koşulları ararsanız haksızlıklara boyun eğersiniz. Kimse kimseye hakkını teslim etmek için çaba sarf etmez, birey toplumdaki yerini ve haklarını kendisi alır. Bunların her zaman gümüş tepside sunulacağı sanılsa da bu çabalar kanlı ve acılı sonuçlanır. Yine dökülen bir kandan bahsediliyor hemde doğmamış bir bebeğin kanı, demokratikleşme söylemlerinin kapısı önünde demokratik bir hak olan gösteri yapma özgürlüğünün çok görüldüğü bir kadının bebeği.
Yaşı kimseyi ilgilendirmeyen bir kadın, "19 yaşında hamile mi kalınır" derken 12 yaşında berdele verilen kızları unutan zihniyetle dolu heryer. İçinde taşıdığı bebeğin kimden olduğu, kadının yaşı, işi gücü değil onların derdi, hükmedemedikleri yerin onları olmaması işin aslı. Onlar gibi yaşamıyorsa ölmeli herkes ve herkes onlar gibi yaşamalı, yaşamalı ki atlarını oynatabilsinler süslü cümlelerle sahte toplantı masalarında.
İnsanlığa sığmayacak olaydır bu. Zaten tv.de izlediğimde kanım dondu. Bir dağdan inen teröristlerin nasıl karşılandığına baktım, bir de protestonun yasal hakkı olan, pırıl pırıl öğrencilerin gördüğü muameleye baktım...
Orada kuzu kuzu RTE'yi dinleyen rektörlerin öğrencileri dışarıda polisten ölesiye dayak yerken, kendilerini nasıl hissettiklerini merak ettim. Bu konuda yazılacak inanin cok sey var. Ben sadece ATAM'dan sözlerle yazıyı tamamlayacağım. Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi, nasıl bu vatana kavuştuğunuzu unutmayın... Gerisi size kalmış...
"Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takip etmeye söz vermişsiniz. İşte ben özellikle bu sözden çok duygulandım.Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu ? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her canlı için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani, yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... dinlenmemek üzere yürümeğe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik"
"Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır."
"Gençliğe Hitabe"
"Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol..."
RAHAT UYU ATAM, BİZ DAHA ÖLMEDİK...
RAHAT UYU ATAM, BİZ DAHA ÖLMEDİK...
0 yorum:
Yorum Gönder